6 Temmuz 2011 Çarşamba

ADLİ TIP Ders Notları - 15

15. CİNSEL YAŞAM VE ÜREME FONKSİYONLARINA YÖNELİK TIBBİ



GİRİŞİMLER VE MEDİKOLEGAL SORUNLAR



Kişinin döllenme ve çocuk sahibi olma özgürlüğü sosyal, siyasi düşünceler ve dini inançlar açısından daima tartışılan bir konu olmuştur.



a) Gebeliğe Son Verilmesi (Küretaj):

Gebeliğe son verilmesi, “kadının döl yatağının içini kazıyıp dölütü alma” şeklinde gerçekleşen tıbbi bir eylemdir. Gebeliğe son verilmesinde (abortion) tıbbi el atmaların hukuka uygunluk sorununa, her ülkenin kendi sosyal gereksinmesi, yapısı, siyaset ve topluma egemen olan inançların etkisiyle çözümler aranmıştır.

Ülkemizde yürürlükte bulunan 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun (NPK), iki halde gebeliğe son verilmesine izin vermiştir.

♦ İsteğe bağlı olarak gebeliğe son verme: Bunun için öncelikle NPK’nun 6ıncı maddesine uygun olarak rıza ve iznin alınması söz konusudur. Ancak iznin geçerliliği gebeliğin on haftayı aşmamış olmasına bağlıdır; bu süreyi aşan gebeliklere son verilmesinde izin, hukuka aykırılığı kaldırmaz. Diğer taraftan isteğe bağlı gebeliğe son vermede “el atmanın annenin sağlığı açısından sakıncalı olmamalıdır” dır. Doktor, böyle bir tıbbi yardıma girişmeden önce tıp biliminin kural ve olanakları ölçüsünde gerekli kontrol ve araştırmaları yapmakla yükümlüdür; bu konuda üst düzeyde özenin gösterilmesi beklenir. El atmadan sonra annenin sağlığı açısından olumsuz sonuçların ortaya çıkması özenin gösterilmediğinin kanıtı olacağından sorumluluk kaçınılmaz olur.

♦ Kadın için gebeliğin tıbbi tehlike yaratması durumu ( endikasyon modeli ):Gebelik süresi on haftadan fazla ise rahim, ancak gebelik annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuğu ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı durumlarda tahliye edilebilir; bunun için kadın hastalıkları uzmanı ve ilgili dal uzmanının objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporunun bulunması gerekir. Tıbbi el atmanın, yasada ve tüzükte sayılan endikasyon hallerinden birine dayandığı yalnız raporla kanıtlamak yeterli olmayabilir. Durumun olanak verdiği ölçüde tartışmasız belgelerle belirlenmesi ve mümkünse tahliye sırasında elde dilen olguların saklanması özenli bir davranış olur.

Her iki halde de rıza ile doktorun uzmanlık alanı hukuka uygunluk koşuludur.



ADLİ TIP Ders Notları - 16

16. KADINA YÖNELİK ŞİDDET




Kadına yönelik şiddet dünyada çok yaygın olan fakat en az bilinen bir insan hakları istismarı türüdür.

Birleşmiş Milletlerin yaptığı bir araştırmaya göre dünyada her yıl 3-4 milyon kadın şiddetle karşı karşıya kalmaktadır.

Bir araştırmaya göre İngiltere’de evli çiftlerin %16’sında kadınlar dayak yemektedirler.

ABD’de yapılan bir araştırmada, acil servise başvuran kadınların %17’sinin eşleri ya da partnerleri tarafından dövüldükleri belirtilmektedir.

Kadınlara şiddeti genellikle tanıdığı, bildiği ve en yakınındaki erkekler uygulamaktadır.

Şiddetin en sıklıkla mutfakta uygulandığı, en ağır şiddet olaylarının yatak odalarında meydana geldiği bildirilmektedir.

Kadına yönelik şiddeti de kapsayan kadın istismarını dört grupta tanımlamak mümkündür:



ADLİ TIP Ders Notları - 17

17. İNSAN HAKLARI VE ADLİ TIP




Hekimler, işkenceye uğradığı iddia edilen canlı veya ölmüş kimseleri muayene etmek ve tespit ettikleri bulgulara göre rapor düzenlemekle yükümlüdürler.

İnsan hakları ihlalleri içerisinde bulunan işkence; 1975 yılında yayınlanan Tokyo Deklarasyonu’nda; yalnız başına veya bir yetkilinin emri altında davranan, bir yada birden çok sayıda kişinin; bilgi edinmek, itiraf almak yada bir başka nedenle, kasıtlı, sistemli yada kayıtsızca bir başka kişiye zor kullanması,ona fiziksel yada ruhsal yönden acı çektirmesi şeklinde tanımlanmaktadır.

1948 yılında yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 5. Maddesinde “ Hiçbir kimseye işkence yapılamaz, gaddarca, insanlık dışı yada aşağılayıcı şekilde muamelede bulunulamaz veya ceza verilemez” şeklinde bir hüküm bulunmaktadır.

1984 yılında Birleşmiş Milletler işkence ve diğer gaddarca, insanlık dışı yada aşağılayıcı muameleler veya cezalar konusunda bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda işkencenin, bir kişinin veya üçüncü bir şahsın işlediği yada işleme kuşkusu bulunan bir suç nedeni ile bilgi vermesi ve itirafta bulunması için ona kasten uygulanan ve onun gerek fiziksel gerekse psişik olarak aşırı derecede acı çekmesine yol açan bir işlem olduğu kabul edilmiştir. Bu amaçlarla şahsı korkutmak, zorlamak veya resmi bir görevi yapan bir kimsenin bilgisi dahilinde bu çeşit eza ve cefa çektirmekte işkence kapsamına girer. Yasal dayanağı bulunan ceza yaptırımlarının uygulanması sırasında tesadüfen ve bu cezalarla bağlantılı olmayarak ortaya çıkan ve acı veren durumlar ise işkence kapsamına girmez.


ADLİ TIP Ders Notları - 14

14. JİNEKOLOJİ-OBSTETRİK VE ADLİ TIP




Jinekoloji-obstetrik sahasındaki özel olaylarda hekimin özellik gösteren adli yükümlülükleri ve etik sorumlulukları vardır.

Gebelik : Hem gebeliğin hem de onun doğal, yasal ya da yasal olmayan şekilde sonlandırılmasının adli tıbbı ilgilendiren birçok yönü vardır.

Bir kadının gebe olup olmadığının ya da gebelik geçirip geçirmediğinin tespiti, evlilik dışı cinsel ilişki, seksüel suçlar, kısırlık, cinsel iktidarsızlık, evlenme ve boşanmalar, nafaka davaları, çocuk düşürme, çocuk öldürme, miras hukuku, hapis ve idam cezalarının infazı konularında önem kazanır.

Gebeliğin tanımı klinik bulgular, radyolojik görüntüleme, immünolojik ve biyokimyasal testlerle yapılabilir. Laboratuvar yöntemleri konsepsiyonu izleyen ilk birkaç haftada bile pozitif sonuca güvenilecek kadar hassastır. Adli tıp pratiğinde kan ve idrar lekelerinin dahi serolojik testlerle gebeliğin tespiti mümkündür.

Adli olaylarda özellikle gebeliğin süresi, fetusun canlı olup olmadığı, ilk gebelik olup olmadığı veya daha önce gebelik geçirilip geçirilmediği sorulabilir.

Gebeliğin normal süresi 40 hafta ya da 280 gündür. Yasalarımıza göre bu süre en az 180 en çok 300 gündür. Bir şahsın doğumdan önce 300 gün ile 180. gün arasında çocuğun annesiyle cinsel ilişkide bulunduğunun sabit olması babalığa esas teşkil eder. Koca evlendikten en az 180 gün sonra doğan çocuğun kendisinden olması ihtimalinin bulunmadığını ispat etmedikçe çocuğu reddedemez. Kocasının ölmesi ya da boşanma nedeniyle dul kalan kadın bu tarihten itibaren 300 gün geçmedikçe tekrar evlenemez. Doğurmakla süre biter (gebe olmadığı kanıtlandığında hakim süreyi kısaltabilir).

Hapis cezasının infazı gebe olan veya doğurduğu tarihten 6 ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Gebe kadınlar doğurmadıkça idam cezası infaz olunmaz. Çocuk sağ doğmak şartıyla ana rahmine düştüğü andan itibaren medeni haklardan faydalanabilir. Şayet miras paylaşımı varsa doğuma kadar ertelenir.

Düşük: Gebeliklerin önemli bir bölümü miadına ulaşamaz. Bilinen gebeliklerin % 20’si sonuçsuz kalır. Gebelik belirgin bir hal aldıktan sonra 180. güne kadar olan sürede fetusun ölümüne düşük denir. Miada varmadan gebeliğin 180 günden sonra sonlanması erken doğum adını alır. Bu tanımlar sadece hukuki anlam ifade eder. Düşük spontan, kriminal veya terapötik (istemli-yasal) olabilir.

Kriminal Düşük: Yasal şartların dışında gebeliğin kasti olarak sonlandırılmasıdır ve yasalarımıza göre ağır bir suçtur. Aynı şekilde gebe bir kadına yapılan bir travma sonucu çocuğun ölümüne veya çocuk yapma yeteneğinin kaybına yol açmak da ağır bir suçtur. Kriminal düşüklerde kullanılan yöntemler uygulayıcısına göre büyük değişiklikler gösterir. Şöyle sınıflamak mümkündür:

1. Genel fizik travmalar,

2. Lokal fizik travmalar,

a. Alet kullanımı,

b. Sıvı enjeksiyonları,

c. Bitkisel veya hayvansal kökenli cisimlerin vajen veya servikse aplikasyonu,

d. Bazı ilaç veya kimyasalların serviks veya uterusa verilmesi,

3. İlaç ve kimyasalların oral alımı

Kriminal düşükler pek çok komplikasyona yol açar:

1. Fiziksel travmalarda:

a. Organ rüptürleri,

b. Şok,

c. Enfeksiyon, sepsis,

d. Emboliler,

2. Kimyasal kullanımında:

a. Akut veya geç enfeksiyonlar veya komplikasyonları,

b. Anaflaksi ya da idiosenkrazi.


ADLİ TIP Ders Notları - 13

13. ADLİ TIPDA YAŞ TAYİNİ VE ÖNEMİ




Adli Tıp’da yaş tayini, cezai ve hukuki yönlerden çok önemli bir konudur.

Şahsın cezai sorumluluğu, hukuki ehliyeti, işe, okula, askere alınması, evlenmesi, yaşlılık ile ilgili haklarından yararlanabilmesi, küçük çocukların maruz kaldığı fiillere karşı mukavemeti bulunup bulunmadığı, işlediği fiilin bir suç olduğunu fark ve temyiz (farik ve mümeyyiz-anlama ve isteme) yeteneğine sahip olup olmadığı gibi durumlarda gerçek yaşın ne olduğu hekimden sorulmaktadır.

Uygulamada daha çok canlılar üzerinde yaş tayini yapılmaktadır; ancak ölüler üzerinde de yaş tayini yapmak olasıdır.

Tayini istenilen daha çok 7, 11, 15 ve 18 yaşların bitip bitmediğidir. Çünkü bu yaşlar cezai sorumluluk ve hukuki ehliyet bakımından önemlidir.

Yaş tayini yapılırken, şahıs mutlaka muayene edilmeli, büyüme ve gelişmesine etki eden fizyolojik ve patolojik faktörler olup olmadığı dikkatli bir şekilde araştırılmalıdır.

Yaş tayininde nüfus, askerlik ve okul kayıtları ile adli tahkikatın önemi olmakla birlikte, kronolojik yaş tespitinde esas olarak tıbbi kriterler ve özellikle kemiklerin gelişiminden yararlanılmaktadır.



Yaş tayini konusunda başvurulan başlıca kriterler şunlardır:

Ebay alışverişlerinden nasıl para kazanılır?



Ebay alışverişlerinden nasıl para kazanılır?



 Bu yazımızda Ebay’den yaptığımız alışverişlerden nasıl para biriktireceğimizi göstermek istiyoruz. Yazımızın tamamını okursanız aslında sadece Ebay değil birçok siteden daha karlı alışveriş yapılabildiğini göreceksiniz.



Detayına girmeden önce ana hatlarıyla yöntemi açıklayalım.



1- Ebates isimli siteye bu linkten kayıt olunuz.



2- Ebay’den alışveriş yapmadan önce Ebates’teki hesabınıza giriş yapın.



3- Ardından www.ebates.com/ebay adresinden Ebay’de aradığınız ürüne giden bir arama yapıyoruz.



4- Ebay’deki alışverişimizi tamamladıktan sonra 24-36 saat icinde % 1-3 arası bir tutar Ebates hesabımıza işlenecek.



Hesabımızda biriken para 5 USD i geçtikten sonra paypal hesabımıza işlenecek.

ADLİ TIP Ders Notları - 12

12. BABANIN VEYA ANNENİN TESPİTİ, DNA ANALİZLERİ




Türk Medeni Kanununda Soy bağının Kurulması:

Madde 282: Çocuk ile ana arasında soy bağı doğumla kurulur.

Çocuk ile baba arasında soy bağı, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur.

Soy bağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur.

Madde 284: Soy bağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla hukuk usulü muhakemeleri kanunu uygulanır:

1.Hakim maddi olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder.

2.Taraflar ve üçüncü kişiler, soy bağının belirlenmesinde zorunlu olan ve

sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu onun aleyhine doğmuş sayabilir.

Madde 285: Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatı ile mümkündür.



Benzerlik Muayeneleri:


ADLİ TIP Ders Notları - 11

11. ÇOCUK İSTİSMARI VE ÇOCUK ÖLDÜRME




Çocuk İstismarı

Çocuğun, büyüme ve gelişimini olumsuz yönde etkileyen her türlü davranış, çocuk istismarıdır. Her yaş grubunda gözlenmekle birlikte, ölümle sonuçlanma genelde 3 yaşın altındaki çocuklarda görülmektedir.



Çocuk istismarı 4 ana grupta incelenir:

1. Fiziksel istismar

2. Cinsel istismar

3. Duygusal istismar

4. İhmal



1.Fiziksel istismar; Fiziksel istismar, çocuğun kaza dışı yaralanmasıdır. En yaygın rastlanılan ve belirlenmesi en kolay olan istismar tipidir. En sık görülen şekli de dayaktır. Bir tokattan çeşitli aletler kullanmaya kadar geniş bir spektrumda fiziksel istismar gerçekleşebilir. Özellikle cilt ve iskelet sistemi etkilenir.

Fiziksel istismar olgularında anamnez ; Olayların büyük çoğunluğu, olayın olmasından uzun süre geçtikten sonra hekime getirilir. Getirilme sebebi ise çocuğun durumunun çok kötü olması ve bundan korkan ebeveynlerin çocuğu getirmeye mecbur kalmasıdır.




ADLİ TIP Ders Notları - 9

9. ADLİ RAPOR DÜZENLENMESİ




“Adli Hekimlik” görevi yüklenen bir hekimden, etkili eylem sonucu yaralanan kişilerin muayenelerini yapıp rapor düzenlemeleri, bu tür eylemler sonucu ölenlerin veya ölüm sebebi veya kimliği bilinmeyenlerin otopsi yapılıp yapılmayacağına karar vermeleri, otopsi yapmaları, otopsi sırasında laboratuvar incelemeleri için örnek almaları, cinsel suç mağdurlarının muayenelerini yapmaları, adli psikiyatri alanında suçlu ve mağdurların ruh sağlığı durumlarını değerlendirmeleri ve buna göre ceza sorumluluğu hakkında karar vermeleri, canlı ve ölülerde kimlik tespiti ve yaş tayini raporları düzenlemesi beklenilebilmektedir.

Bir konuda yapılan inceleme ya da soruşturma sonucunu içeren belge rapor olarak tanımlanır. Hekimce düzenlenen tıbbi raporlar “idari” ve “adli” olmak üzere iki bölümde incelenebilir.



1) İdari Raporlar: Sağlık veya hastalık durumunu belirleyen idari amaçlı raporlardır.

Bunlar;

a.Sağlık raporları: İşe girme, sigorta, ehliyet ve silah alma, evlilik gibi durumlarda düzenlenen idari nitelikteki raporlardır.

b.Hastalık raporları: Tıbbi şikayet ve rahatsızlığı bulunan kişilerin hastalık durumunu ve bunun tedavi ve istirahat gerektirip gerektirmeyeceğini açıklayan raporlardır. Bu tip raporlar kişinin işi nedeni ile bağlı bulunduğu kurumlara yönelik hazırlanan idari nitelikteki raporlardır. Hastalık raporları sonuç olarak istirahat verilmesi, hava değişimi, memuriyet ve iş yerini değiştirme, sakatlık, malülen emeklilik gibi kararları içerir. Bu tür raporlarda belirtilen süreler kişinin tıbben iyileşmesi için geçmesi gereken süreyi ifade eder, hukuki açıdan tazminat davaları konusunda önem taşır ve böylece adli nitelik kazanabilir. Hekimler, Devlet Memurları Kanunu’nun 107. Maddesine göre gerektiğinde 20 güne kadar istirahat raporu vermeye yetkilidir. Daha fazla sürelerde rapor verilmesi gerektiğinde ise hastane sağlık kurulları yetkili kılınmıştır.


ADLİ TIP Ders Notları - 10

10. ASFİKSİLİ ÖLÜMLER




" Asfiksi " Yunanca'da " nabız yokluğu ", " nabzın alınamaması " anlamına gelmektedir.

Bugünkü Adli Tıp terminolojisinde ise " havasızlık " ya da " oksijen azlığı - yokluğu" anlamında kullanılmaktadır.

Asfiksi Sınıflandırması

I.Kanın akciğerde yeterince oksijenlenememesi

a.Havası bozulmuş yerlerde soluma,

b.Havanın solunum yollarına girişinin mekanik olarak engellenmesi

c.Göğüs ve karnın solunum hareketlerini engelleyecek şekilde sıkıştırılması

d.Solunum hareketlerinin felci

II.Kanın oksijen taşıma kapasitesinin azalması ( karbonmonoksit zehirlenmesi )

III.Dokulara birim zamanda ulaşan oksijen miktarının akut olarak azalması.(şoklar )



Asfiksi Belirtileri:


ADLİ TIP Ders Notları - 8

8.YARALAR




Vücutta dış etki ile oluşan, dokunun yapı ve bütünlüğünü bozan her türlü lezyon yara olarak tanımlanır.Adli rapor düzenlemekle yükümlü her hekimin yara özelliklerini çok iyi bilmesi,bunları raporuna doğru ve eksiksiz bir biçimde kaydetmesi zaruridir.



Yaranın Tanımlanması:

Her yarada bulunan yara karakterlerini bilmek ve saptanan yaranın bu bilgiler ışığında ayrıntılı tanımını yapmak gerekir.

a.Yara lokalizasyonu :Yaranın bulunduğu bölge hekim olmayanlar tarafından da anlaşılabilecek şekilde tanımlanmalı, sabit ve bilinen anatomik noktalara cm cinsinden uzaklığı belirtilmelidir.

b.Yara boyu ya da boyutları : Yaranın cilt üzerindeki büyüklüğü, uzunluğu, genişliği, kapladığı alan metrik sisteme göre belirtilmelidir.

c.Yara dudakları :Cildin açılmış yerinde yara içine bakan cilt kısımlarıdır. Yaranın sınırlarının düzgün olup olmadığı, dudaklarında çentik bulunup bulunmadığı belirtilmelidir.

d.Yara açıları : Kesici - delici alet yaralarında yaranın her iki ucundaki sonlanma noktasının dar yada geniş açı olup olmadığı belirtilmelidir.

e.Yara yönü : Yara belirli bir yönde seyrediyorsa belirtilmelidir.

f.Yara kuyruğu : Yaranın sonlanma bölgesidir.

g.Yara derinliği ve trajesi : Yaranın cilt altında hangi dokuları ilgilendirdiği, dudaklarda izlediği yol, vücut boşluklarına ulaşıp ulaşmadığı belirtilmelidir.

h.Yara oluş zamanı :

i.Yaraların birbirleri ile ilişkisi :

j.Yaranın ağırlık derecesi :Yaranın yaşamı tehdit edip etmediği, ölüme etkisinin olup olmadığı belirtilmelidir. Birden fazla yara varsa her bir yara için bu durum belirtilmelidir.



Yaraların Sınıflandırılması

A.Mekanik etki ile oluşanlar:

1. Ezici alet yaraları ( Künt cisim yaraları )

2. Kesici alet yaraları

3. Kesici - delici alet yaraları,

4. Delici alet yaraları

5. Kesici - ezici alet yaraları

6. Ateşli silah yaraları


Ebates Coupons and Cash Back