6 Temmuz 2011 Çarşamba

ADLİ TIP Ders Notları - 17

17. İNSAN HAKLARI VE ADLİ TIP




Hekimler, işkenceye uğradığı iddia edilen canlı veya ölmüş kimseleri muayene etmek ve tespit ettikleri bulgulara göre rapor düzenlemekle yükümlüdürler.

İnsan hakları ihlalleri içerisinde bulunan işkence; 1975 yılında yayınlanan Tokyo Deklarasyonu’nda; yalnız başına veya bir yetkilinin emri altında davranan, bir yada birden çok sayıda kişinin; bilgi edinmek, itiraf almak yada bir başka nedenle, kasıtlı, sistemli yada kayıtsızca bir başka kişiye zor kullanması,ona fiziksel yada ruhsal yönden acı çektirmesi şeklinde tanımlanmaktadır.

1948 yılında yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 5. Maddesinde “ Hiçbir kimseye işkence yapılamaz, gaddarca, insanlık dışı yada aşağılayıcı şekilde muamelede bulunulamaz veya ceza verilemez” şeklinde bir hüküm bulunmaktadır.

1984 yılında Birleşmiş Milletler işkence ve diğer gaddarca, insanlık dışı yada aşağılayıcı muameleler veya cezalar konusunda bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda işkencenin, bir kişinin veya üçüncü bir şahsın işlediği yada işleme kuşkusu bulunan bir suç nedeni ile bilgi vermesi ve itirafta bulunması için ona kasten uygulanan ve onun gerek fiziksel gerekse psişik olarak aşırı derecede acı çekmesine yol açan bir işlem olduğu kabul edilmiştir. Bu amaçlarla şahsı korkutmak, zorlamak veya resmi bir görevi yapan bir kimsenin bilgisi dahilinde bu çeşit eza ve cefa çektirmekte işkence kapsamına girer. Yasal dayanağı bulunan ceza yaptırımlarının uygulanması sırasında tesadüfen ve bu cezalarla bağlantılı olmayarak ortaya çıkan ve acı veren durumlar ise işkence kapsamına girmez.




Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. Maddesinde “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz, kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz”, Türk Ceza Kanunu’nun 243. Maddesinde “Mahkemeler ve meclisler reis ve azalarından ve sair hükümet memurlarından biri maznun bulunan kimselerin cürümlerini söyletmek için işkence eder yahut zalimane veya gayri insani veya haysiyet kırıcı muamelelere başvurursa 5 seneye kadar ağır hapis ve müebbeden veya muvakkaten memuriyetten mahrumiyet cezası ile mahkum olur. Fiil neticesinde ölüm vukua gelirse 452., sair hallerde 456. Maddeye göre tertip olunacak ceza üçte birden yarıya kadar arttırılır”denilmiştir.



En Sık Rastlanılan İşkence Yöntemleri

En sık uygulanan işkence şekilleri arasında; dayak, falaka, asfiksiye maruz bırakma, pozisyonla ilgili işkence, dental işkence, elektrik verme, ısı travması, cinsel istismar ve farmakolojik maddelerin uygulanması yer alır. Psikolojik istismar,bedensel istismarın bir unsurudur ancak özellikle ayrı bir işkence şeklinde de uygulanabilir.



Dayak: Dayak işkencenin en sık uygulanan şekillerinden birisidir. Şiddetli ve tekrarlanan bir şekilde olmadıktan sonra çoğu kez ölüm nedenini oluşturmaz. Bununla birlikte ölüm; kanama, sepsis ve iç organların yırtılması sonucunda meydana gelebilir. Darbeler yumruk veya ayakla yapılabilir. Ancak bir silahla uygulanması daha sıktır. Bir kamçı veya değnek gibi aletler sık olarak kullanılır ancak metal veya tahta çubuklar, çomak, tüfek dipçikleri veya bel kayışları da kullanılabilir. Bunların bir çoğu karakteristik deri lezyonu meydana getirir. Tek veya çift kenarlı lineer şekilde ekimoz oluşur. Tren yolu hattı şeklindeki ekimozlarda kanamalı olmayan soluk bir alanla birlikte çift sıralı paralel izler mevcuttur. Silahın şekli bazen intradermal ekimoz şeklinde kendini belli eder. Örgü şeklindeki bir kamçı ile deriye vurulduğunda deri üstünde şekilli ekimoz ortaya çıkabilir. Kemerler üzerindeki tokalar ve diğer cisimlerle oluşan şekilli ekimozlar bazen silahı tanımada faydalı olabilir. Sırt, gerek kamçılama gerekse vurmanın en sık uygulandığı vücut kısmıdır. Ancak bu çeşit hareketler kalçalara, uyluklara, göğüsün ön kısmına, memelere, karına, bacağın alt kısımlarına, ayak tabanlarına hatta perine ve genital bölgelere de uygulanabilir.

Ayak tabanlarına çubuklar veya kamışla vurma şeklindeki işkenceye falaka denir. Son derece ağrılı ve bitkin düşürücü olmasına rağmen, bu işlem sonucunda nispeten az şey görülebilir. Ayağın gergin dokuları ve kalın fasyaları, ekimozun kolayca ortaya çıkmasını engeller. Ölmüş olan kimselerde derin diseksiyon ile ekimoz ortaya çıkartılabilir.



Asfiksiye Maruz Bırakma: Kişinin asfiksiye maruz bırakılması sonucunda ölüm aşamasına getirme ve bazen ölüm meydana gelir. Başın çoğu kez içinde dışkı, idrar veya artıklar bulunan bir suyun içine sokulması suda boğulmaya veya aspirasyon pnömonisine neden olabilir. Ağıza bir şey tıkılması, kan ve kusmuğun aspirasyonu, asfiksi ile ilgili ölümlerin diğer nedenleridir. Solunum yollarında yabancı madde bulunmazsa, vücutta havasızlıktan boğulmaya işaret edecek sadece minimal derecede deliller bulunabilir.



Pozisyonla İlgili İşkence: İşkence yapılan kimseler ızdırap verecek pozisyonlarda kalacak şekilde bağlanabilirler. Bu şekildeki işkenceler sonunda eklemlerde, kas ve tendonlar da ağır hasarlar meydana gelir. Uzun bir süre belirli bir pozisyonda tutularak işkence yapılan kimselerde pozisyona bağlı asfiksi hali meydana gelebilir.



Askı: Askı genellikle 15-20 dakika sürer. Askı işkencesi uygulanan kişilerde,omuz hareketlerinde zorlanma, ağrı, kısıtlılık, kol ve el hareketlerinin sınırlanması, elde genel veya lokal uyuşukluk, yanma, his ve hareket kayıpları ortak yakınmalar olarak gözlenebilir. Erken dönemde omzun ultrasonografik incelemesinde ödem görülebilir. Brakiyal pleksus traksiyon veya kompresyonla leze olduğunda; ellerde proksimal-distal kuvvet kaybı ve duyu kusuru olur. Derin tendon refleksleri alınamaz. El distalinde atrofi gelişir. Genellikle reversibl bir hasar söz konusudur.



Elektrikle İşkence: Son yıllarda işkence görmüş olan olgular arasında elektrikle işkenceye maruz kalmış olanların sayısında anlamlı bir artış bulunduğu bildirilmiştir. Bu çeşit bir işkencede elektrik akımı elektrotlar aracılığıyla vücudun çeşitli kısımlarından geçirilir. Sivri uçlu elektrotlar dudaklar, meme başları, genital organlar ve anüs gibi vücudun hassas olan bölgelerine bağlanarak elektrik akımı uygulanabilir. Akım ile oluşan kas kontraksiyonları kişide ağrılı bir duruma yol açar. Elektrikle işkencenin tespiti güçtür. Çünkü deri üzerinde ya hiçbir iz kalmaz yada önemsiz derecede nedbe dokusu oluşur. Deri üzerinde elektrik yanığı bulgusunun meydana gelmesini önlemek için elektrotların etrafına gaz bezinden yapılı pedler sarılabilir. Konvülzyonlar,dilde şiddetli ısırık izleri, kas, iskelet sistemi ve beyinde hasar ve kalp durması elektrikle işkencenin komplikasyonlarını oluşturur.

Elektrikle işkenceye maruz kaldığı düşünülen vakalarda hekim dermatoloji konsültasyonu istemeli ve şüpheli yerlerden alınan materyallerin histopatolojik incelemesi yapılarak kesin tanıya gidilmelidir. Doğru ve alternatif akıma maruz kalmadan sonra epidermiste elektrik akımına olukça özel olan morfolojik değişiklikler tespit edilmiştir. Dermiste ise doğru akım etkisinden sonra değişiklikler ortaya çıkmıştır. Elektrikle hasara uğramış olan epidermiste; damar duvarlarında ve ter bezlerinde veziküler çekirdekler, kollajen liflerde kalsiyum tuzları birikimi tespit edilmiştir. Ayrıca alternatif akımın geçirilmesinden sonra katot bölgesinde kollajen liflerde kalsifikasyon saptanmıştır. Daha az karakteristik bulguda boş hücrelerin görülüşüdür. Epidermisteki değişiklikler maruz kalmadan sonraki birkaç günde görülebilmektedir. Halbuki dermisteki değişiklikler maruz kalmadan sonraki ,ikinci günde ortaya çıkmaktadır ve iki ay sonra dahi tespit edilebilmektedir.



Dental İşkence: Diş kırma, çekme, elektrik verme biçiminde olabilir. Kırılmış diş, dişetinde şişme, kanama, ağrı, gingivit, stomatit, mandibuler fraktürler, dolguların düşmesi ile sonuçlanabilir.



Isı Travması: İşkence yapılan kişinin vücudunda sigaralar, kibritler veya ısıtılmış metal çubuklar ile ısıya bağlı yaralar meydana getirilebilir. İşkenceye maruz bırakılan kimseler, sıcak yağ, asit veya alkalide yakılmış olabilirler. Bazı olgularda kostik maddeler, penis yoluyla üretraya uygulanmıştır. Yanıklar sıktır ve gerçek bir ölüm nedeni olabilirler. Bunlar ya yakın zamanda geçirilmiş yada önceki işkencenin nedbeleşmiş delilleri olabilirler. Her çeşit yanığa maruz kalınmış olabilir. Eritilmiş kauçuk damlatılması, deriye kızgın demir uygulanması, ekstremitelerin etrafına bağlanmış ve kerozen emdirilmiş paçavraların tutuşturulması, deriye sigara bastırılması ile çeşitli yanıklar oluşturulabilir.



Haya Burma: Skrotal bölgenin ezilmesi, burulması, çekilmesi veya bu bölgeye direkt travma şeklindeki işkence yöntemi uygulanmış kişilerde genital muayenede skrotal bölgede hassasiyet, hiperemi, ödem ve ekimozlar görülebilir.



Cinsel İstismar: İşkence gören kadınlarda cinsel istismar erkeklere göre daha yaygındır. Ancak kuşkusuz yüz kızartıcı olarak kabul edilen olayları tartışmaya karşı doğal isteksizlik nedeniyle seyrek olarak bildirilebilir.



Psikolojik İstismar: Gözlerin bağlanması ve elbiselerin tamamen çıkarılması işkence gören kişi üzerinde ani ve korkutucu bir etki yapabilir. Sıcak ve soğuk ortamlarda tutma,tecrit etme, uykusuz bırakma sürekli şekilde parlak ışığa maruz bırakma ve uzun süre karanlıkta tutma psikolojik istismar çeşitleridir. İşkence yapılan diğer kimselerin çığlıkları dinlettirilebilir. Şahsın ailesine yöneltilen tehditler seyrettirilebilir. Kişiler anne babalarına, çocuklarına veya karı kocalarına yapılan işkencelerin seyretmeye zorlanabilirler.



İzolasyon:Bir kimsenin sosyal temasının kasdi olarak ortadan kaldırılması,düşünme faaliyetinde ve normal uyku ritminde bozukluklara yol açabilir. Duyguların kontrolü bozulur. Gerçekle fantazi arasındaki ilişki bozularak halüsinasyonlar, paranoid düşünceler ortaya çıkabilir. Anksiyete ve gece kabusları sıktır. Apati, kontrol kaybı hatta intihar teşebbüsleri olabilir. Sürekli olarak işkenceye maruz kalma riski ile birlikte tehdit atmosferi izolasyonun etkilerini artırır.

Ayrıca kısıtlamalar, zorunlu olan ilaçlardan mahrum edilme, yetersiz yaşama alanı,kirli,bozuk ve tek tip gıda ile beslenme durumları da söz konusu olabilir.



İşkencede İlaçların Kullanılması:İlaçların genellikle enjeksiyon yoluyla olmak üzere zorla uygulanması bedensel işkenceye eşlik edebilir. En sık kullanılan ilaçlar arasında; klorpromazin, trifluoperazin, haloperidol, perphenazin, pentotal,sulfazin vb. yer almaktadır. Hangi ilaçların kullanılmış olduğu hakkında özel bir bilgi bulunmadığında laboratuvarda en azından barbitüratlar, benzodiazepinler, fenotiazinler açısından tarama yapılmalıdır.

İşkence görmüş veya insan hakları ihlaline uğramış olan kişilerin otopsilerinde ölüm nedeni aşikar olsa dahi ilaçlar ve zehirler açısından toksikolojik inceleme yapılmalıdır. Cesette enjeksiyon yerleri bulunup bulunmadığı belirtilmelidir.



Türk Ceza Kanunu’nda İşkence ve Eziyet ile İlgili Maddeler:

İşkence

MADDE 94. - (1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Suçun;

a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla, işlenmesi hâlinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.

(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi hâlinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence

MADDE 95. - (1) İşkence fiilleri, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Konuşmasında sürekli zorluğa,

c) Yüzünde sabit ize,

d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, yarı oranında artırılır.

(2) İşkence fiilleri, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.

(3) İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması hâlinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.





Eziyet

MADDE 96. - (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;

a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı, işlenmesi hâlinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Ebates Coupons and Cash Back