25 Ocak 2012 Çarşamba

SEREBELLUM

SEREBELLUM

    Serebellum, posterior kranial fossada yerleşmiştir. Önünde bulunan pons, medulla ve mezensefelona serebellar pediküller vasıtası ile tutunur. Serebellumdan medulla spinalise inen direkt bir yol yoktur.
Görevi:
-    Motor hareketleri yaptıran beyin yapılarından, hareketlerin programı ve yapılışı ile ilgili motor,  medulla spinalisden duyusal bilgiler alır. Motor bir hareket başladıktan sonra bu hareketin plana uygun yapılıp yapılmadığını kontrol ederek; motor kortekse, gerekli düzeltici impulslarını gönderir. Serebellum, beyin sapında inen motor yollara da lifler gönderir.
-    Bir hareketten diğerine geçişte, motor aktivitelerin zamanlamasını ve şiddetini ayarlar. Başlamış bir hareket henüz devam ederken, sonraki ardışık hareketin önceden planlanmasında rol oynar.

-    Koşma, daktilo yazma, piyano çalma, konuşma gibi çok hızlı ve öğrenilmiş motor aktivitelerde kısa devre oluşturarak; hareketin hızlı ve koordine bir şekilde gerçekleşmesini sağlar.
Serebellum, başlayan bir motor hareket esnasında, afferent impulsları alıp, hareket bitmeden motor kortekse gerekli uyarıları göndererek düzeltmeler yaptığından; kendine gelen ve çıkan sinyallerin çok hızlı taşınması gerekir. Bu nedenle serebelluma gelen proprioseptif duyu lifleri ve düzeltici motor lifler, vücudun en hızlı ileten, A sinir gurubuna girer.
    Serebellum Anatomik olarak 2 derin fissur ile 3 loba ayrılır.
Flokulonodüler lob, denge ve vestibulo-oküler refleks (VOR) ile ilgili değişikliklerde rol oynar. Vestibular sistemle bağlantıları vardır.  Buraya vestibuloserebellum da denir.  Filojenetik olarak en eski lob olması dolayısı ile ‘archicerebellum’ adını alır.
Anterior ve posterior lobun bir kısmı da eskidir ve ‘paleocerebellum’ denir. Posterior lobun %90’ı yeni ve iyi gelişmiştir, buraya da ‘neocerebellum’ denir.
    Serebellum’a arkadan bakıldığında ortada vermis, yanlarda lateral hemisferler vardır.
Vermis’de axial olarak uzanan vücut bölümlerinin, yani gövde, boyun, omuzlar ve kalça kasları ile ilgili fonksiyonların nöronları bulunur. Vermis, uyarılarını beyin sapı nükleuslarına göndererek, spinal kordun ventro-medial yollarını etkiler. Bu yol, vücudun aksial, ekstensör antigravite kaslarına gider.
     Lateral hemisferlerin vermise bakan medial tarafları (intermediate lob), ekstremitelerin distal parçalarının hareketleri ile ilgilidir. Vermis ve intermedial alanlara; spinoserebellum da denir. Bu bölgelerde vücut parçaları topoğrafik olarak temsil edilir. Ancak bu temsil alanlarının vermis üzerinde aşağıda ve yukarıda ve başlar birbiri üstünde olacak şekilde yerleştiği saptanmışdır.
    Hemisferlerin lateral kısımları ise, ardısıra yapılan motor hareket paternlerinin planlanmasında rol oynar. Lateral hemisferler, topoğrafik olarak temsil edilmez. Bu alanlar sadece serebral korteksin motor ve somatik duyusal alanlarından giriş sinyalleri alır; medulla spinalisden proprioseptif duyuları almaz.
Serebelluma Beyinden Gelen (aff.) Yollar
    Kortikopontoserebellar Yol: Duyusal korteks, premotor ve primer korteklerden gelen bu yol genellikle lateral hemisferlerde sonlanır.
    Olivoserebellar Yol: Medulla spinalis, retiküler formasyon, bazal ganglionlar, ve motor korteksden lifler taşır.
    Vestibuloserebellar Yol: Vestibular nükleuslar ve iç kulaktaki otolith organlardan lifler taşır, genellikle flokulonodüler lobda’da sonlanır.
    Retiküloserebellar Yol: Retiküler formasyondan gelerek, başlıca vermisde sonlanır.
Serebelluma Periferden Gelen (Aff) Yollar
    Serebellum, ikisi medulla spinalisin ön boynuzlarından; ikisi  arka boynuzlarından gelen 4 yolla, vücudun periferinden çeşitli duyusal bilgiler alır.
    Dorsal Spinoserebellar Yollar: Kas iğcikleri, golgi tendon organları, dokunma ve basınç reseptörlerinden serebelluma sürekli proprioseptif duyular taşır. Böylece serebellum, her an, kasın kasılma derecesi, eklem açıları ve tendonların gerim derecesini takip eder.
    Ventral Spinoserebellar Yollar: Beyinden medulla spinalis ön boynuzlarına gelen hareket emrinin bir kopyasını serebelluma taşır.
    Bu ve beyin sapından gelen benzeri yollarla serebellum bilinçdışı düzeyde, vücudun bütün kısımlarının hareketi ile ilgili bilgileri alır.
Serebellumdan Çıkan (eff) Yollar
Serebellumun dış yüzeyinde serebellar korteks, korteksin altında medullar bölge yer lır. Korteks 3 tabakalıdır: 1- Moleküler tabaka 2- Purkinje hücre tabakası 3- Granüler tabaka.     Medullar bölgede 4 derin nükleus bulunur. Nükleus Dentatus, Nükleus Fastigium Nükleus Globosus ve Nükleus Emboliformis.. Nükleus Globosus ve Nükleus Emboliformis’e, Nükleus Interpositus’da denir.
 Serebellumun bütün efferent sinyalleri derin nükleuslardan çıkar!
Vermis bölgesinin nükleusu: Fastigium’dur. Fastigium’dan motor kortekse ve beyin sapı medial sistemine, gövdenin aksiyal kaslarını ve ekstremitelerin proksimal kaslarını kontrol edici lifler  gönderir.
Medial hemisferlerin (intermediate lob) nükleusu: Interpositusdur (emboliformis ve globosus). İnterpositus’dan motor korteks ve beyin sapı lateral sistemine, ekstremitelerin distal kasları kontrol edici lifler gönderir.
Lateral hemisferlerin nükleusu: Dentatusdur. Dentatus’dan primer ve premotor kortekse giden uyarılar, öğrenilmiş istemli hareketin planlanmasında, ardı sıra yapılan hızlı hareketlerin koordinasyonunda rol oynar.
    Flokulonodüler lobun (vestibuloserebellum) efferent yollarının çoğu (derin nükleuslara uğramadan) beyin sapında vestibular nükleuslara gider. (Vestibular nükleus bu yapılar için derin nükleus gibi davranır). Bu lob, denge ve vestibulo oküler refleks (VOR) deki öğrenmeye bağlı değişiklikler ile ilişkilidir.
Serebellar Korteksin Fonksiyonel Ünitesi
    Serebellumda 30 milyon kadar, anatomik yapısı ve fonksiyonu hemen hemen aynı olan ünite vardır. Bu fonksiyonel birimlerin her biri bir purkinje hücresi ve bir derin nükleusun etrafında oluşur.
    Serebelluma beyin ve periferden gelen bütün afferentler, tırmanıcı (climbing) ve yosunsu (mossy) lifleri ile bu ünitelere girer, önce ilgili derin nükleusa uğrar, onu uyarır; daha sonra kortekse çıkarak o ünitenin purkinje hücrelerini uyarır.
    Purkinjeler, inhibitörik hücrelerdir ve GABA salgılarlar. Purkinjeler uyarıldıkları zaman, derin nükleusları inhibe ederler. Böylece önce serebelluma gelen afferentlerle (input) uyarılan ve beyin korteksine  eksitatorik uyarı gönderen derin nükleuslar, bir süre sonra purkinjeler tarafından inhibe edilir ve motor kortekse gönderdikleri uyarıyı keserler.
     Derin nükleusların beyin sapı ve talamus (ventral lateral nükleus, VLc) üzerinden motor kortekse  giden bütün çıkış (output) sinyalleri eksitatorikdir. Motor korteksin başlatmış olduğu bir hareket emrine önce kuvvetli bir eksitasyon ile katkıda bulunur; birkaç milisaniye içinde purkinjeler tarafından inhibe edildiği için, uyarıyı keser, böylece motor korteksin hareket emri zayıflar ve hareket bir noktada durur. Hatta bu duruşun kesin ve kararlı olabilmesi için antagonist kasa ait ünite aynı şekilde aktive olur.
    Tırmanıcı liflerin tümü, medulladaki inferiör olivarius’dan kaynaklanır. Buraya bütün vücut bölgelerinden proprioseptif lifler gelir.
    Mossy Lifleri ise, vücuttan proprioseptif duyuları almakla birlikte; serebral korteksden hareket emirlerine ait bir kopyayı da pontoserebellar yol aracılığı ile taşır.
    Tırmanıcı lifler, derin nükleusları uyardıktan birkaç ms sonra, serebellar kortekse çıkarak; purkinje hücrelerini kuvvetle ve uzun bir süre (1sn) uyarır. Böylece purkinjeler de bağlı olduğu derin nükleusları kuvvetle ve uzun bir süre inhibe eder. Yosunsu lifler ise, derin nükleusu  uyardıktan sonra,  granüler tabakada bulunan granüler hücreler ile sinaps yaparlar. Bu küçük granüler hücrelerin aksonları, korteksin moleküler tabakasına çıkarak; burada ‘T şeklinde’ bifurkasyon yapar ve paralel lifleri oluşturur. Bu paralel lifler, purkinjeleri daha zayıf ve kısa süreli uyarır.
    Serebellumun diğer inhibitorik hücreleri olan, Basket, Stellat ve Golgi hücrelerinin de nörotransmitterinin, purkinje hücresinde olduğu gibi GABA olduğu zannedilmektedir. Bunlardan golgi hücreleri; granül hücrelerini; stellat ve basket hücreleri ise, purkinjeleri inibe eder.
Lateral Hemisferlerin Fonksiyonu
    Lateral hemisferler, öğrenilmiş bir motor aktivitenin bir sonraki paternini ayarlar. Ardısıra ve hızlı hareketlerin koordine bir şekilde başarılmasını sağlar.
    Motor öğrenme esnasında periferden duyu yolları, serebral motor ve duyusal korteksler ve serebellum arasında oluşan nöronal döngü, tekrarlar arttıkça güçlenir ve bir engram (nöronal yol) oluşur. Öğrenme gerçekleştikten sonra lateral hemisferler, piyano çalma, daktilo yazma, koşma gibi çok hızlı aktivitelerde, periferden proprioseptif duyuları almadan sadece duyu ve motor korteksden gelen uyarılarla, bir sonraki hareketi tahmin eder ve uyarılarını primer ve premotor kortekslere gönderir. Lateral hemisferlerin böyle bypas yaparak beynin motor korteksini uyarması, aktivitenin çok hızlı yapılmasını sağlar.

SEREBELLUM LEZYONLARI
    Serebellum lezyonları felce ve duyu kaybına yol açmaz. Ancak denge ve koordinasyonda bozukluklar meydana getirir.
    Serebellum lezyonlarında arazlar aynı tarafta ortaya çıkar
Hareketlerin şiddeti ve mesafesi ayarlanamadığı için yürüme esnasında sarhoşvari bir yürüyüş ortaya çıkar: ataksi. İstemli bir harekette hedef ya aşılır ya da kısa kalır: dismetri. Göz kaslarının koordinasyon bozukluğuna bağlı olarak, gözlerde: nistagmus; konuşma kaslarında koordinasyon bozukluğuna bağlı patlayıcı tarzda konuşma: disartri; istemli bir hareket esnasında elin, bir hedefin önüne ve arkasına düşmesinden dolayı: istemli hareket tremoru (‘intention tremor’, intansiyonel tremor), vücut parçalarına ardısıra ve hızlı hareket yaptıramama: disdiadokokinezi (adochokinesia) ortaya çıkar.
Serebellumun geniş alanlarının harabiyetinde, hipotoni görülür (çünkü derin nükleusların kortekse gönderdiği eksitatorik uyarılar ortadan kalkmıştır). Ancak anterior lobda bir bölge, normalde vestibular nükleusları inhibe ettiğinden; buranın sınırlı harabiyeti, vestibulo-spinal yollarda  inhibisyonun azalmasına ve hipertonisiteye yol açar.
Ebates Coupons and Cash Back